Vergi Borcunun Zamanaşımı ve Zamanaşımının Kesilmesine İlişkin Bir Danıştay Kararına Eleştiri
VDDK E.2021/1171, K.2022/1012 : “…şirket ortağının…Bankasında bulunan 13,59TL tutarlı hesabına şirket alacaklarının tahsili amacıyla haciz konularak elde edilen (TAHSİL)tutarın 04/10/2012 tarihinde davaya konu ödeme emri alacaklarına eşit oranda paylaştırıldığı görüldüğünden, bu tarih itibarıyla zamanaşımı süresinin kesildiği sonucuna varılmıştır.”
✅Bu karar 6183 S. Kanuna uygun bulunmakla birlikte hukuki değildir. Zamanaşımı müessesesi salt mükellefi vergi borcundan kurtaran bir kurum olmayıp, kamusal yararı olan bir müessesedir. Yapılan tahsilat ekonomik değilse, başka bir ifadeyle yapılan masrafları karşılamıyorsa burada gerçek anlamda bir tahsilattan bahsedilemez. Bu nedenle yapılan tahsilat miktarı belli bir önemlilik seviyesinde olması gerekmektedir. Bunu da hakim kendisi takdir etmelidir.
✅ Vergi hukukunda zamanaşımının kabul edilmesinin temel nedeni kamu yararıdır. Zamanaşımının hukuki anlamda alacaklıyı cezalandırmak amacı yoktur. Devletin vergi alma yetkisinin zamanaşımı süreleri ile sınırlandırılması vergiden doğan hukuki ilişkinin uzun zaman askıda kalmasını önler; çünkü vergi idaresi alacaklarını izleme konusunda daha dikkatli olma zorunluluğunu duyar. Böylece kamu yararı kadar tek tek kişilerin yararı da korunmuş olur. Zamanaşımının kamu yararı bakımından doğurduğu sonuçlardan biri yargı organlarını yükünü azaltıcı etkisidir. Ayrıca gerektireceği giderler yönünden de devletin takip ve tahsili uzun süre gecikmiş vergileri izlemesi uygun değildir. Vergi borçlarının uzun süre ödenmeden kalması yükümlülerin ticari güvenlikleri bakımından sakıncalıdır. Defter ve belgeler uzun zaman içinde yitirilmiş olabileceğinden ispat zorlukları doğurabilir; zamanaşımı bu zorlukları kaldırır (Öncel Mualla. Kumrulu Ahmet. Çağan Nami. (2008). Vergi Hukuku. (15. bs.). Ankara: Turhan Kitabevi. s. 132.; Nas Adil; “Vergi Hukukunda Tarh Zamanaşımı” AUHFD, 60 (2) 2011: 309-330)
✅Yargıtay 7 Hukuk Dairesi verdiği bir kararda, murisin banka hesabındaki yaklaşık 480 lirayı tahsil etmesinin mirası zımnen kabul anlamına gelmeyeceğine karar vermiştir.
Gerekçe olarak da, bankadan çekilen paranın murisin borcuna nazaran pek mühim miktarda olmadığına bağlamıştır.