Uzlaşma Talebi ve Davet
4T Prensibi
Bildiğiniz üzere vergilendirmede 4T prensibi diye adlandırılan, tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil zincir işlem aşamalarında usul hukukuna uyulması, vergilendirmenin tahsil ile sonuçlandırılabilmesi için Vergi İdaresi adına oldukça önemlidir. Hatta verginin tarhiyatından önceki safhasında yer alan matrah takdiri aşamasında da bu durum geçerlidir.
Tahakkuk Fişi Esası
Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi demek olup, sıhhati kendinden önce gelen tarh ve tebliğe bağlıdır. Tahakkuku tahsile bağlı vergilerde tarh ve tebliğ safhaları bulunmaz. Bazen “tahakkuk fişi esasında” olduğu gibi mükellefin beyanı üzerine, ya da belli bir sürenin geçmesi veya dönemin gelmesi ile vergi tahakkuk eder ya da ettirilir. Bazen de uzlaşmanın vaki olmasında olduğu gibi, tutanak imzalanmakla vergi tahakkuk etmiş olur.
İhbarname Esası
Özellikle “ihbarname esasında” verginin tahsili için usulüne uygun tahakkuk etmiş/ettirilmiş olması lazımdır. Usulüne uygun olarak tarh ve tebliğ edilmemiş vergiler, usulüne uygun tahakkuk etmiş sayılmaz ve tahsil edilemez.
Yakında zamanda yaşadığımız üzere, mükellef tarhiyat sonrası uzlaşma talep ettiği halde kendilerine gün verilmedi. Talebine karşılık bulamayan mükellef zımni ret süresini dikkate alarak dava açtılar.
Mükellef uzlaşma talep emişse İdare talebe uzlaşmaya davet olarak karşılık vermelidir.
Vak’a
Aşağıdaki dava konusu olayda vergi inceleme tutanağı 7440 s.k. yayımlanmadan hemen önce düzenlenmiş ve mükellefin tutanakta uzlaşma talebi olmasına rağmen 7440 sayılı kanun gerekçe gösterilerek kendilerine uzlaşma günü verilmemiştir. Mükellef ihbarnamelere dava açma süresini geçirdiği halde, ödeme emrinin iptali için dava açmıştır. Vergi mahkemesince verilen karar, istinaf tarafından onanmış olup, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
👨⚖️ Karar ;
Vergi/ceza ihbarnamelerinin tanzim tarihi itibarıyla davacı tarafından 7440 sayılı Kanun kapsamında matrah/vergi artırım başvurusunda bulunulmayıp sadece tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulmasına rağmen, davalı idarece TÖUY hükümlerine göre davacının uzlaşma talebi ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı ve uzlaşma talebinin karşılanmadığı anlaşılmış olup, 213 sayılı VUK’un ek 11. madde hükmü uyarınca davacının uzlaşma toplantısına çağrılmak suretiyle TÖU hakkının kullandırılması, eğer uzlaşma vaki olmazsa veya temin edilemezse yapılacak tarhiyat neticesinde adına ihbarname düzenlenmesi gerekirken, 7440 S.K’daki düzenlemenin aleyhe yorumlanması sonucunda ve anılan Kanun’dan ileride yararlanılabileceği ihtimaline binaen tarhiyat öncesi uzlaşma hakkı tanınmaksızın ihbarname düzenlendiği, dolayısıyla ortada usulüne uygun tahakkuk etmiş ve vadesinde ödenmeyen bir amme alacağı bulunmadığı sonucuna varıldığından bu husus ödeme emrine karşı açılan bu davada “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilerek, dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”